

Cemaatte Rahmet Ve Kuvvet Vardır
Cemaat; ortak fikir ve inanç etrafında bir araya toplanan insan topluluğudur. Kelimenin açık tarifinden de anlaşıldığı üzere cemaat, inanç ve fikir birliği yapmış bireylerin bir araya gelmesiyle oluşur. Eğer bir yerde ayrılık varsa, orada bir cemaatin varlığından söz edemeyiz. Bu durumda cemaat olmanın asıl ve en önemli şartı; birlik ve beraberlikten geçmektedir.
Cemaat olmayı teşvik eden Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “İki kişi bir kişiden hayırlıdır. Üç kişi iki kişiden hayırlıdır. Dört kişi üç kişiden hayırlıdır. Cemaat olmanız gerekir. Muhakkak ki, Allah’ın (yardım) eli cemaatle beraberdir. Allah azze ve celle ümmetimi ancak hidayet üzere cem eder, toplar. Bilin ki, cemaatten uzak duran her kişi ateşe düşer.” Peygamber Efendimizin (s.a.v.) buyruğundan anlaşılan o ki Müslümanlar ferdi değil, cemaat halinde olmalıdır. Çünkü cemaatte hem rahmet hem de kuvvet vardır.
Tefrikada Azap Vardır
Müslümanların cemaat olmasını teşvik eden Peygamber Efendimiz (s.av.), bir başka hadisi şerifte “Cemaat rahmettir, tefrika (ayrılık çıkarma) ise azaptır.” buyurmuştur. Peygamber Efendimizin (s.av.) bu hadisteki beyanı, ümmetine apaçık bir uyarı niteliğindedir. Kısacası Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bizlere; asla tefrikaya (ayrılığa) düşmememiz gerektiğini bildirmektedir. O halde bizlerde Efendimizin (s.a.v.) sözünü yere düşürmemeli, olayları iyi değerlendirerek, fitne ve iftiralara kolay kanmamalıyız. Ve asla dolduruşa gelmemeliyiz.
Efendimizin (s.a.v.), cemaati teşvik edip, tefrikayı açıkça reddetmesine rağmen hala cemaat içerisinde tefrika çıkartmaya çalışanların olması, oldukça düşündürücüdür. Cemaat içinde olup da ayrılığa prim vermek, bizlere başka bir şeyleri çağrıştırmaktadır. Bu çağrışım, aklımıza “Müslümanların ayrılığını kimler ister?” diye bir soru takıyor. Sahi Müslümanların ayrılığını kimler ister? Sanırım bu sorunun cevabı üç aşağı beş yukarı benzer niteliktedir.
Derin Yapının Üç Karakteri
Cemaatimizin içindeki birlik ve beraberliği bozucu pek çok faaliyet yapılmaktadır. Fitneyi besleyerek canlı tutanların ve bu uğurda faaliyet gösterenlerin, karakteristik özellikleri hakkında üç ihtimalden söz edilebilir.
Birinci İhtimal: Derin yapılanmanın bir parçası olup işi organize edenler.
İkinci İhtimal: İşi organize edenlere, birtakım menfaatler karşılığında uşaklık edenler.
Üçüncü İhtimal: Dine hizmet ediyorum mantığı ile şuursuzca oyuna alet olanlar ve maşa olarak kullanılanlar.
Bu üç karakterden ilki için diyecek pek bir şey yok. Çünkü bu kişiler, cemaatin içine sızarak kılık kıyafetten tutunda ibadet şekline kadar benzer görünüp, küfre hizmet etmektedirler. Bu gruba girenlerin tek gayesi var o da; fitne yoluyla cemaat içine tefrika sokmak ve beraberliği bozmak. Bunların ahirette karşılaşacakları durum herkesçe malum. O nedenle bu gruba dâhil olanlara diyebileceğimiz tek şey var; Allah (c.c.) hidayet etsin!
Sıralamayı bozup, üçüncü guruptakilere baktığımızda; basiretsizce ve şuursuzca hareket eden insanları görüyoruz. Hadiseleri, dengeli bir terazide tartmak yerine, taassup ve hamasetin hâkim olduğu bir bakışla ele alan bu grup insanlar, hiçbir zaman başkalarının maşası olmaktan kurtulamamışlardır. Bu tür insanların, maşa olmaktan kurtulmaları, ancak Efendimizin (s.a.v.) ikazına kulak vermeleriyle gerçekleşecektir. Aksi halde kurtulmaları imkânsızdır.
Deminde bahsettiğimiz gibi Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ne buyuruyor? “Cemaat rahmettir, tefrika (ayrılık çıkarma) ise azaptır.” Demek ki durum bu kadar açık ve netken atılan iftiralara kanıp tefrikaya düşmemeliyiz. Ayrıca unutmayalım ki ortaya atılan her iftiraya inanarak, şuursuzca hareketlerde bulunmak, tefrikaya hizmet edenlerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değildir.
Bir cemaatin içinde yer alıyorsak, atılan iftiralara değil, kimin neler yaptığına dikkat etmeliyiz. Eğer yapılan iş, cemaat liderinin idealini yansıtan ve cemaatimizin yararına bir iş ise takdir etmeliyiz. Takdir etmekle kalmamalı, ayrıca bu tür çalışmalara destek olmalıyız. Bunu, birileri istiyor diye değil, cemaat olmanın gereği olarak böyle yapmalıyız. Cemaat üyeliği, basit bir şey değildir. Bir üye, liderinin idealleri doğrultusunda hareket edemiyor ve nelerden rahatsızlık duyduğunu kestiremiyorsa, elbette ki fitneye düşecektir. Ve her seferinde derin organizatörlerin ve onlara uşaklık edenlerin dolduruşuna gelerek, maşa olacaktır. Mevla’m (c.c.), niyeti bozuk olmayan ve kandırılan bu gruptaki kardeşlerimize yardım etsin! Tez zamanda basiretlerini açsın! Cemaati, kemire kemire yok eden fitnelere kulak asmaktan muhafaza eylesin!
Gelelim ikinci ihtimal dairesindeki kişilere. Birtakım maddi menfaatler karşılığında, uşaklık eden bu grup, birinci gruba nispetle daha aşağılık bir konumdadır. Çünkü birinci gruptaki insanlar, açıkça iman ettikleri şeye hizmet etmektedirler. Bunun adı küfürde olsa durum böyledir. Fakat uşak konumunda olanlar, sözde iman ettikleri değerlere ihanet ederek, münafık durumuna düşmektedirler. Ucuz şeylerin peşinde koşan bu zavallılar, aslında en acınası insanlardır. Çünkü dinini, dünyanın geçici ve değersiz şeylerine satanlardan daha zavallı hiç kimse olamaz. Bu gruba dâhil olanlara söylenecek çok şey var; fakat biz yine iyi niyetle mukabele ederek şu temennide bulunalım; Allah (c.c.) onları bu aşağılık durumdan kurtarsın ve hilkatin gereği olan şerefe tekrar ulaştırsın!
Şimdilik bu yazıyı bir dua ile sonlandıralım: Allah’ım (c.c.)! Bizleri, Efendisini (k.s.) baş tacı ederek, hayatını Efendisinin (k.s.) ideallerine vakfeden, gecesini gündüzüne katarak çalışan ve cemaat kardeşliğini zerrelerine kadar hissedenlerden eyle!
camiamız içerisinde telikeli yapılanmalar son günlerde tozunu artırdı malesef ve en önemlisi bu yapılanmalar değerli hocalarımızı kullanarak camiayı bölmek istiyorlar geçmişte yaşanan olaylara bakıldığında, hızır hoca efendi ve bayram ali öztürk hacalarımızın camide şehit edilmesiyle başladı,ve bazı yayın organlarınında bu sürece destek vermesiyle devam eti,cübbeli hocamıza atılan iftiralar ve cübbeli ahmet hocanın 1 sene hapis yatması,ama bu derin yapılanma.son zamanlarda taktik değiştirerek hocalarımızın arasını bozmayı başarmıştır malesefff