Fatih Medreseleri Umre vazifesini ifa etmek üzere içlerinde 200 Hocanın da yer aldığı dev bir kadro ile kutsal topraklara gitti.
Fatih Medreseleri Genel Başkanı Masum Bayraktar Hoca Efendi Mekke’de kendisine yöneltilen bazı sorulara cevap vererek, önemli açıklamalarda bulundu.
TEVECCÜH OLDUKÇA YÜKSEK
Umremizin ilk durağı olan Mekke’de gördüğümüz şu ki halkımızın teveccühü oldukça yüksek. İnsanlarımız büyük bir iştiyak ile umrelerini ve tavaflarını yapmaktadırlar. İbadetlerindeki iştiyaklarından ve güzel çalışmalarından dolayı halkımızı ve tüm Müslümanları tebrik ediyoruz. Mevla’m, tamamını ve devamını ikram eylesin.
ÇÖZÜLMEYECEK SORUN YOK
Kâbe’de yaşanan tüm bu güzelliklerin daha da ziyadeleşmesi için çözülmesi gereken bazı hususlar var. Eğer Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu Bey ve Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Mehmet Görmez Bey bu konulara duyarlı olurlarsa ve birazda baskı gösterirlerse eminiz ki çözülecektir.
TAVAF ALANINDA DEĞİŞİKLİK
Çözülmesini umduğumuz ilk şey tavaf alanında kadınların erkeklerden ayrı olarak tavaf etmesi. Tavaf alanının kalabalık olması, tavaf yapan kadın ve erkeklerin birbirleri ile iç içe girmesine neden olmaktadır. Bu sıkıntılı durum, tüm Müslümanları rahatsız etmektedir. Oysaki eskiden ecdadımızın yaptığı gibi kadın ve erkeğin farklı zamanlarda tavaf yapması sağlanırsa, emin olun ki yapılan tavaflar ve ibadetler çok daha zevkli ve güzel olacaktır.
HACERÜL ESVET’İ HERKES ÖPEBİLMELİ
Diğer bir hususta Mevla’mızın ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) kıymet verdiği Hacerül Esvet taşının öpülmesi meselesi. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) buyurduğu “Hacerül Esvet’i öpenlere Hacerül Esvet şefaat edecektir.” hadisine nail olmak isteyen Müslümanlar, bilindiği üzere Hacerül Esvet’i öpebilmek için büyük bir gayret göstermektedirler. Ancak öpebilmek adına yaşanan izdiham hiç hoş olmayan görüntüler oluşturmaktadır. Kadınların, saç ve başları dağınık halde erkeklerin arasında mücadele vermesi hiç uygun değildir. Kadınların Hacerül Esvet’i rahat öpebilmeleri için kraliyet ile görüşülmeli ve mutlaka belli bir zaman ayrılmalıdır. Ülkemizden gelen kadın ziyaretçiler, Hacerül Esvet’te oluşan izdihamdan dolayı Hacerül Esvet’i öpemeden buruk bir şekilde ülkelerine dönmektedirler. Bu uygulama hayata geçtiği takdirde hanımlarımız Hacerül Esvet’i öpebilecek ve içlerinde oluşan burukluğu gidermiş olacaklardır.
TÜRKİYE’NİN KÜRSÜLERİ GERİ VERİLMELİ
Kâbe’de arzu ettiğimiz diğer bir hususta eskiden var olan kürsülerimizin yeniden kurulması. Şuan burada Pakistanlılara ait kürsü var ve sürekli cemaati bilgilendiren sohbetler düzenlenmektedir. Yüzyıllardır ecdadımızın kontrolünde olan ve hizmeti yürütülen bu kutsal mekânda maalesef ülkemizin bir kürsüsü bile yok. Mutlaka bu kürsülerin açılması için çalışılmalıdır. Ülkemiz bunu yaparak, eski saygınlığını tekrar kazanmalıdır. Ayrıca bu kürsüler yeniden kurulduğu takdirde, halkımız hem Kâbe’de vaaz dinleme güzelliğine sahip olacak hem de bilgilenerek daha şuurlu ibadet edebileceklerdir.
HAC VE UMRE YOLCUSU BİLGİLENDİRİLMELİ
Gerçekleştirdiğimiz pek çok Hac ve Umre ziyaretlerimizde gördük ki halkımız yapacakları vazifeler konusunda oldukça yetersiz. Kâbe’nin etrafında bir seferlik dönüşün şavt değil de tavaf olduğunu zannedenlerin olması bunun en açık örneğidir. Bu olumsuz durumun son bulması ve halkımızın bilinçlendirilmesi oldukça önemlidir. O nedenle Hacca ve Umreye gidecek olan vatandaşlarımızın, kısa süreli seminerler yerine daha uzun soluklu bir eğitime tabi tutulması ve bunun zorunlu olması gerekir. Hac ve Umre ziyaretlerini çok daha güzel hale getirecek bu çalışma, Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Mehmet Görmez Bey’in vereceği bir talimatla hemen hayata geçebilir. Hatta Diyanet İşleri Başkanlığımız, Hac ve Umre şirketlerine bu eğitimi vermeleri hususunda şart koşmalıdır.
TÜRKİYE İDARECİLİK KONUMUNDA
Şu an umredeyiz, ancak Hac ile alakalıda yaramız var. Mina ve Müzdelife konusu. Türkiye olarak Dünyada İslam ülkelerinin önderliğini yapabilecek bir konumdayız. Ecdadımız geçmişte bunu başardı. Allah’ın izni ile bunu yine başarabiliriz. Tüm dünyadaki Müslümanların gözü de Türkiye’dedir. Ben ısrarla söylüyorum, Allah (c.c.) diğer İslam ülkelerine maddi zenginlik vermiş ancak ülkemize idarecilik kabiliyeti vermiş, o yüzden bunu değerlendirmek gerekir. Dünyadaki tüm İslam ülkeleri de bunun farkında ve o yüzdende bu önderliği her yerde görmek istiyor. Ancak diğer mezheplerde vacip olan bayramın birinci ve ikinci gününde Mina’da kalmak, Müzdelifede sabaha kadar kalmak çok kıymetli bir vazife olduğu halde Diyanetin duyarsızlığı hoş karşılanmıyor. Lider konumunda olacak bir ülkenin halkının Mina’da olmayışı, hatta oradaki çadırlarımızın Afrikalılar tarafından kullanılması hiç uygun değildir. Buna mutlaka dur denilmesi gerekir. Daha duyarlı olunmalı ve oradaki çadırlarımıza sahip çıkılmalıdır. Türkiye orada varlığını mutlaka hissettirmelidir.
Birde Medine-i Münevvere’de Peygamber Efendimizi (s.a.v.) ziyaretlerde de sorun yaşıyoruz. Ziyaretlerde ilk önce Arapları alıyorlar, daha sonrada sırayla diğer ülkeleri alıyorlar. Türk hanımları ise en son alıyorlar. Bu durum kesinlikle ülkemize karşı bir ilgisizliğin ve atıl duruma düşürmenin tezahürüdür. Türkiye bu duruma el atmalı ve kraliyete baskı yaparak bu hoş olmayan uygulamanın kaldırılmasını sağlamalıdır. Mevla’m idarecilerimize bu hususta başarılar versin ve hepsini muhafaza etsin.