

Bizleri ihsanıyla, inayetiyle bu günlere ulaştıran, kavuşturan ve ömür sermayesinde fırsat tanıyan Mevla’mıza sonsuz şükürler olsun. Kendisine ümmet olma şerefine nail olduğumuz Efendiler Efendisine binlerce selam olsun. Onun dünyada varisi, iyiliği emreden, kötülükten nehyeden, dünyada huzur, ahirette selametimizi isteyen Efendi Hazretlerimize şükran olsun.
Şüphesiz dünya huzuru, ahiret selametinin en önemli unsuru diyebileceğimiz aile mutluluğudur. Hatta huzurlu, mutlu, aile yuvası için “cennet” huzursuz bir aile içinde “cehennem” tabirleri vardır. Allah-u Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de bu konuyla alakalı olarak “Eğer dünya ve ahiret saadeti istiyorsanız iman edip ameli Salih işlemelisiniz” diye işaret etmektedir. Öyleyse tüm mümine hanımlara burada büyük görev düşmektedir.
Dikkat etmeleri gereken ifadelerin bazılarını şöyle sıralayabiliriz.
* “Şöyle yapsaydın, şimdi şöyle olurduk” gibi eşinin de zamanında yanlış yaptığını bildiği olayı sık sık hatırlatmak.
* İşinde nasıl başarılı olabileceğini her fırsatta tekrar etmeyi vazgeçmeyeceğiniz bir huy haline getirmek. Yani ona onun işi hakkında akıl vermek!
* Eşinin gelirinden fazla harcama yapmak. Yapamıyorum diye hırçınlaşmak.
* Yuvanızın temizliğine aldırmamak. Tertipli olmayı da bırakmak.
* Kendinizin ve çocukların temizliğini umursamamak.
* Evde pasaklı olmak. Dışarı çıkarken veya düğün derneğe giderken süslenip püslenmek.
* Eşinizin önem verdiği arkadaşlarına kötü, ilgisiz davranmak, onlara ikramdan kaçınmak.
* Eşinin iş yerine günde bir kaç defa telefon etmek.
* Eşinize onu nasıl çalıştırdıklarını, ne kadar az maaş ödediklerini işinde kimsenin ona kıymet vermediğini söylemek. Bunu kolu komşuya da anlatmak.
* Filancalar şunu almış, bunu almış diye; “bizim niye yok?” sızlanmaları yapmak. Durmadan konuşmak.
* Müsrif olmak. Eşinin canı sıkılınca da “Ne yani acımızdan ölelim mi, giyinip kuşanmayalım mı?” diye baskın çıkmak.
* Eve alınan eşya ve malzemeleri hor kullanmak.
* İsraf etmek. Ekmekten yemeğe ne varsa, eşine göstere göstere, kurutmak, kokutmak, ekşitip dökmek.
* Eşinin anasını babasını çekiştirmek. Onlar gelince surat asmak.
* Çocukları babalarına karşı koz imiş gibi kullanmak. Çocuklara babalarını kötülemek.
* Çocukların yanında ezilme numaraları yaparak, ağlayıp sızlanmak. Çocukları babalarına karşı hırçın yapmak.
* İş için oraya buraya koşturduğunda, fazla mesai yaptığında, ben evde hapis kaldım gibi ifadelerle bağırıp çağırmak ve halinden şikâyetçi olmak.
* Eşinize her şeyden daha önemli olduğunuzu, her şeyden önce geldiğinizi söylemek. Ne pahasına olursa olsun, ilgiye daima şiddetle ihtiyacınız olduğunu kafasına vura vura anlatmak.
* Beyine karşı amirlik taslamak ve her halinden şikâyetçi olmak.
* Bir şey için sana yakışmıyor dediğinde sana da yakışmıyor gibi ifadelerle karşılık vermek.
Yuvamızı korumak için bu ifadelerden şiddetle sakınmalı ve uzak durmalıyız.
Yuvamızı muhafaza etmek bizden, Muvaffakiyet Allah’tandır
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu