Fatih Medreseleri Karabük Örnek Genç Konferansının güzel atmosferinden sonra soluğu Kastamonu Rıfat Ilgaz Kültür Merkezinde (Kastamonu Valiliği yanı) aldık. Kastamonu ilimizde kursumuz daha yeni idi, hocamız daha yeni yeni oralara alışıyordu. Ancak Kastamonu halkımızın sahip çıkması ile Mehmet Odabaşı hocamızın iştiyakı daha da artmıştı.

 

Konferansımız Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı. Açılış konuşmasını Fatih Medreseleri Heyet Kurulu üyelerimizden Yasin Başkeser Hocamız dile getirdi. Hocamız daha çok gençliğimizin kıymetini anlattıktan sonra bu gençliğe şuur verecek kimselerin de olması gerektiğinden bahsetti. Tabiki de kimse tek başına şuur, ciddiyet, teslimiyet, bağlılık, muhabbet kazanamazdı. Allah (c.c.) bu yüzden bizlere Peygamberlerini, kitaplarını, dostlarını gönderdi. İşte bu gençliğin kazanılmasında en büyük vesilenin de Fatih Medreselerinin olduğunu dillendirdi ve şu Hadis-i şerifleri aktardı;

 

* İbni Abbas (r.a.) Peygamberimiz (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: “Beş şey gelmeden evvel beş şeyi fırsat bil. Ölüm gelmeden önce hayatının, hastalık gelmeden önce sağlığının, meşguliyet gelmeden önce boş vaktinin, ihtiyarlık gelmeden önce gençliğinin, fakirlik gelmeden önce zenginliğinin kıymetini bil.”

* Ukbe ibn Âmir (r.a.) rivayet ediyor: “Allah (c.c.) kötülüğe iltifat etmeyen genci emsallerine üstün tutar”

 

* Talha ibn Ubeydullah (r.a.) rivayet ediyor: Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki; “Allah ibadete düşkün gençle, meleklere karşı iftihar ederek şöyle buyurur” “Kuluma bakın, benim rızam için nefsani isteklerini terk etmiştir”

 

* İbni Ömer (r.a.)’den “Allah (c.c.) gençliğini Allah’a itaat yolunda geçiren genci sever”

* İbn Mesud (r.a.)’dan rivayetle: “Gençlerinizin en hayırlısı, ihtiyarlar gibi ölümü düşünen, gençlik hevesatına mağlup olmayıp, gaflette boğulmayandır İhtiyarlarınızın en kötüsü ise gaflet ve nefsin isteklerine uymada gençlere benzemek isteyen, çocukçasına nefsin isteklerine uyandır.”

* Hz Ali (r.a.)’dan rivayetle: “Adalet güzeldir, fakat idarecilerde olursa daha güzeldir. Cömertlik güzeldir, fakat zenginlerde olursa daha da güzeldir. Dinde titiz olmak güzeldir, fakat âlimlerde olursa daha da güzeldir. Sabır güzeldir fakat fakirlerde olursa daha da güzeldir. Tövbe güzeldir fakat, gençlerde olursa daha da güzeldir. Hayâ güzeldir fakat kadınlarda olursa daha güzeldir.”

 

Bu güzel ve anlamlı mesajlarından sonra genç hocalarımız Sultan Fatih’in, Musab bin Umeyr (r.a.)’in gençlik yıllarındaki emsalsiz yaşantılarından kesitler sundular. Özellikle Ali İlhan Hoca kardeşimizin Musab (r.a.)’ı anlatırken hem kendisinin hem de dinleyen misafirlerimizin ağlaması konferansımızın ne kadar çok feyizli ve bereketli geçtiğinin bir deliliydi Elhamdülillah. Sanki Musab bin Umeyr (r.a.) kendisi gelmiş kendi hayatını anlatıyordu. Rabbim Dünya’da ayırmadığı gibi ahirette de ayırmasın inşallah.

 

Programımızın en can alıcı noktalarından bir tanesi de hocamızın iki ufak hafızlık hazırlık okuyan talebelerimizin ayet ve mealiyle okumaları idi.

 

Programımızın devamında yine bir aşır dinledikten sonra günün anlam ve önemi hakkında Trabzon bölge sorumlumuz Yavuz Selim Ulusal hocamız dikkat edilmesi gereken hususları sırasıyla bizlere aktardı. Allah kendisinden razı olsun. Özellikle hocamız şu hususa dikkat çekti. Kastamonu’da vazife yapan Mehmet Hocamızın İstanbul’da çok güzel konumlara sahip iken burada sıfırdan bir çalışmaya girmesiyle Kastamonu halkımızın da medresemize sahip çıkmasından bahsetti.

 

Programımızın akabinde ise Kastamonu halkından iki kişi teşekkür konuşmaları yaptılar. Özellikle Mali Müşavir Fatih Köse abimiz bizlere Kastamonu’yu dillendirerek hoş geldiniz dediler. Fatih Sultan hazretlerinin annesi Hüma Hatun’un memleketinin Kastamonu olduğunu, gemileri halatlar ile çekerken halatların Kastamonu’da yapıldığını ve evliyalar şehri Kastamonu’ya hoş geldiniz ifadelerini söyledi.

 

En son ifadeyi de Mehmet Hocamız Şeyh Şaban-i Veli Hazretlerinin sözüyle noktaladı. “Gelişiniz güle güle, gidişiniz güle güle, her işiniz güle güle olsun.”