Her insan, inandığı doğrular ne ise ona göre yaşar ve onlardan vazgeçmek istemez. Başta anne ve babası olmak üzere çevresindeki insanlardan etkilenen insanoğlu, genellikle hayatına sorgulamadan devam eder.
Allah katında tek din İslam olmasına rağmen çeşitli inançların peşinden giden kalabalık toplumlara baktığımızda bunu açık şekilde görürüz.
Küfür ve isyan bataklığının içinde çırpınan milyarlarca insan, dosdoğru yol olan İslam’ın güzelliklerini gördüğü halde hala aksi yönde hayatına devam etmektedir. Kalpleri elinde bulunduran sonsuz rahmet sahibi Rabbimiz, tüm insanlığa mutlaka bir hidayet kapısı aralamaktadır.
Ancak insan sırf inadi tutumundan dolayı doğru yola girmeyi reddetmektedir. Yüce Allah’ımız hepimizi bu hale düşmekten muhafaza eylesin! Sıratı müstakim üzere bir hayat sürmek oldukça önemlidir. Çünkü bu yol, Allah ve Resulünün bizlere gösterdiği yoldur. Bu yolun dışındaki tüm yollar ise sapkın şeytanın çizdiği yollardır.
İslam’dan başka doğru yol olmadığı bizlere haber veren, Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.s) döneminde yaşanmış bir hadiseyi nakledelim. Bir gün Peygamberimiz (s.a.s) sahabesi ile bulunurken yere düz bir çizgi çizerek; “İşte bu, Allah’ın dosdoğru yoludur.” buyurdu.
Ardından bu çizginin sağından ve solundan başka çizgiler çizdi ve “Bunlar da dosdoğru yolun haricindeki yollardır.
Bu yolların her birinin başında ona çağıran bir şeytan vardır.” şeklinde açıklamada bulundu. Sonra da peşinden şu âyeti kerimeyi okudu: “Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. Başka yollara sapmayın.
Onlar sizi Allah’ın yolundan uzaklaştırır. İşte günahtan korunmanız için Allah size böyle öğüt verdi.” Günümüzde Allah’ın razı gelmediği pek çok fiili işlemekten çekinmeyen, doğru yoldan çıkmış ve sapıtmış toplumlar var.
Bu toplumların yaptıkları isyan ve taşkınlıklar nankörlükten başka bir şeyle izah edilemez. Oysa ki kul olarak üzerimize düşen şey, sadece boyun bükmek ve şükretmektir. Karşılıksız verilen sayısız ve birbirinden güzel nimetlere karşı gerçekten şükretmeli ve gereği gibi kulluk yapmalıyız.
Yüce Mevla’mız, bizleri dosdoğru olan yolundan ayırmasın ve ayaklarımızı sabit kılsın. Çünkü bu yol; Kur’an’ın yoludur, Peygamberlerin yoludur. Allah’a verdikleri sözden bir an olsun ayrılmayan, sadakatle sembolleşen sıddıkların yoludur.
Şehitlerin ve salih amel işleyenlerin, yoludur. Bu yol, “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır. Rehberliğin en güzeli Muhammed’in rehberliğidir.” hadisini hayatında değişmez ilke olarak kabul edenlerin yoludur.
Fatih Medresleri Yazı İşleri Kurulu