

Yüce Rabbimiz İbrahim suresinin üçüncü ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah’a giden yolu kapatanlar, onu eğri ve çelişkili göstermek isteyenler var ya, işte onlar derin bir sapıklık içindedirler.” İslam, getirdiği ilahi hükümler ile insanlığa büyük bir rahmettir.
Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) alemlere rahmet olarak gönderilmesi bu rahmetin en büyük tecellisidir. Allah’ın varlığına ve birliğine iman etmek, O’na hiçbir konuda ortak koşmamak ve sadece ona kulluk etmek, öldürmeyi değil yaşatmayı tercih etmek, zulmetmeyi değil hakkı gözetmek, batıla değil hakikate tabi olmak, hayâsızlığı değil de iffeti kuşanmak İslam’ın temel prensiplerindendir.
Rabbim güzel dinimizi hakkıyla yaşamayı ve yaşatmayı nasib eylesin! İslam’ı kötülemek adına şiddet ve terör hilesine başvuran kâfir toplumlar, Müslümanları terörist ilan etmektedirler. Hâlbuki merhamet dini olan İslam’da asla şiddete ve teröre geçit yoktur.
Alemin huzur ve refahı için en mükemmel prensipler üzerine inşa edilmiş bir dinin şiddet ve terör dini gibi gösterilmesi elbette ki kabul edilemez. İslam, hayatın her anında vicdan ve merhameti bir ilke olarak kabul etmiştir. En zor zamanlarda bile zulme, şiddete ve haksızlığa asla müsaade etmemiştir.
Meşru müdafaa olarak değerlendirilen savaşta bile bir hukukun olduğunu asırlar öncesinden insanlığa haykırdı. Kadına, çocuğa, yaşlıya, hatta tabiata bile dokunulmasını, zarar verilmesini kesin olarak yasakladı. Kısacası Müslümanlar, âleme silah, şiddet ve vahşet değil; sevgi, merhamet, şefkat, adalet taşıdı.
İnsanlığın hem dünyevi hem de uhrevi kurtuluşuna vesile olan İslam dini, ne kadar mükemmel olursa olsun illaki inkâr edip sapıtanlarda olacaktır.
Hatta sapıtmakla kalmayıp, başka insanlarında bu doğru yola girmelerine engel olacaklardır. Bunu yaparken de çeşitli iftiralara ve yalanlara başvuracaklardır.
Bu hususta özellikle küffar ehlinin İslam’ı kötülemek adına büyük bir çalışma içinde olduğunu hepimiz görmekteyiz, yaşamaktayız. Yüce Dinimiz İslam, bugün gerçekten de çok büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır.
Müslüman kanıyla beslemen kafirler, birde utanmadan sıkılmadan İslam’a terör dini damgasını vurmaktadırlar. Kasıtlı olarak yapılan bu karalamalar, hiç kuşkusuz İslam’ın güzelliklerini örtmek için yapılmaktadır.
Ancak her ne olursa olsun ya da ne yaparlarsa yapsınlar, Allah’ın nurunu örtmeyi asla başaramayacaklardır.
İnsanların bu mükemmel dine girmelerine engel olamayacaklardır. Son olarak şu ifadeler ile yazımızı noktalayalım. Kâfirler, İslam’ın nurunu söndürmek için elinden geleni yapıyorlar.
Onlar İslam’ı yıkmaya çalışırken biz Müslümanlara düşen en büyük görev; dinimizi en güzel şekilde yaşamak ve bu güzelliği tüm dünyaya yansıtmak!
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu