Müslümanların farklı coğrafyalarda gördüğü zulüm ve işkencelere baktığımızda, küfrün tek millet olduğunu daha iyi anlıyoruz. Gün geçmiyor ki Müslümanlar, kafirler tarafından zulme uğramasın. Ortadoğu bugünlerde ateş altında inim inim inliyor. Yurtlarını terk etmek zorunda kalan milyonlarca Müslüman kardeşimiz, açlık ve ölümün pençesinde yaşama tutunmaya çalışıyor.
İslam’a olan düşmanlık ve beraberinde gelen zulümler, her geçen gün dozunu arttırarak devam etmektedir. Ayrıca ne ilginç ki küffar ehli, yaptığı onca acımasız terör faaliyetlerine rağmen Müslümanlar teröristtir diyebiliyorlar. Dünya kamuoyunda bu büyük yalanı söylemekten çekinmeyen kafirin, gözünü ne kadar kararttığını anlamak gerekiyor. Onca acılar yaşanmışken ve hala yaşanıyorken kalkıp kafire dostum diyebiliyorsak eğer kendimizi bir daha gözden geçirmemiz gerekmektedir. Rabbim hepimize kimin dost kimin düşman olduğunu gösterecek gerçek bir bakış açısı ikram eylesin.
Dünya üzerinde zalimin zulmü artarak devam ediyor dedik. Geçtiğimiz günlerde İslam için kutsal olan ve Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksada yaşanan zulüm, yine hepimizi derinden üzdü. İsrail polisinin kendi uydurdukları bir bahane ile üç Filistinli kardeşimizi katletmesi, bizlere bir kez daha bu Yahudilerin hiçbir zaman rahat durmayacağını göstermiş oldu. Mescid-i Aksada kan akıtan zalim Yahudiler, birde utanmadan arlanmadan mescidi ibadete kapattılar. Daha sonra ise elektronik metal arama dedektörleri yerleştirerek kapıları açtıklarını beyan ettiler. Zalim İsrail, bu zamana kadar yaptıklarıyla dünyaya şu mesajı vermek istiyor: “Bu topraklarda benim sözüm geçer!” Yıllar önce para karşılığında sinsice toprak satın alarak Filistin’e yerleşen Yahudiler, şimdilerde bu topraklarda tek söz sahibi biziz diyerek, dünyaya meydan okumaktadırlar. Bir avuç Yahudi’nin bu cesareti kendisinde bulması aslında onun suçu değildir. Asıl suçlu onlara bu cesareti verenlerdedir. Eğer sayıları milyarları aşan Müslümanlar gerçek birliği yakalamış olsaydı, bugün Yahudiler, bu pervasız çıkışları yapmaya cesaret edemeyecekti. O yüzden Rabbim tüm İslam camiasına hakiki kardeşlik, birlik ve beraberlik ikram eylesin.
Mescid-i Aksa, İslam’ın önemli sembollerinden biridir ve Müslümanlar için oldukça kutsaldır. O nedenle biz müminler, kutsalımıza uzanacak ellere asla fırsat vermemeliyiz. Yaşadığımız sıkıntıların en önemli kaynağı, hiç kuşkusuz müminlerin birbirine istenilen ölçüde bağlı olmadığıdır. Eğer bizler hakiki kardeşliği, birlik ve beraberliği yakalarsak, işte o zaman küffar ehli, önümüzde diz çökecektir. Bundan başka çare yok! Çareyi başka yerde arayan aldanır. Dinimizi istenilen kıvamda yaşarsak, Allah’ın izniyle kaybettiğimiz itibarı yeniden kazanırız. Bunun örnekleri, geçmişte defalarca yaşandı. Bugün de aynı itibarı elde etmek istiyorsak, yapacağımız şey çok basit. Birlik ve beraberliğimizi yeniden inşa etmek ve bunu muhafaza edebilmek. Yüce Rabbim en kısa zamanda başarmayı nasip etsin!
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu