Reşit Kazancı Hocanın Genel Toplantısındaki Konuşması;
Kıymetli hocaların değerli dava arkadaşlarımız hepiniz 3 aylık toplantımıza hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Mevla Teala hepinizden razı olsun.
ÇOK ENGELLER AŞILDI
“İstanbul’un Fatih Çarşamba semtinde, 15 sene önce bir kaç medresesi olan Fatih Medreseleri 2013’e geldiğimizde İstanbul ve Anadolu da 174 şubesiyle 500’den fazla hoca kadrosu on binlerce talebesi ve seveni ile birlikte bugün İstanbul’un ve Türkiye’nin kaderinde gerçekten ciddi manada iz teşkil edecek, yer teşkil edecek çalışmalara imza attı.”
“Bu çalışmalar bu kıvama gelirken, çok engeller aşıldı çok mücadeleler verildi ve bugünlere gelindi.”
“Bu çalışmalarda her sene yaptığımız Emri Bil Maruf 81 ile 40 ülke eklenerek 400 kişi ile yapıldı.”
ANAYASA ÇALIŞMAMIZ HERKESİ ŞAŞIRTTI
“Türkiye de ilk defa kapsamlı bir anayasa çalışmasını bizler gittik meclise verdik ve onlar dahi koskoca hani bizim tabirimizle uzaktan baktığımızda dağ gibi gördüğümüz adamlar şaşırdılar, nice profesörler, hakimler, savcılar ve bürokratlar var ama herkes davul zurna eşliğinde bu işin edebiyatını, laf kalabalığı yaparken tabiri caizse onların gözüyle hiç beklemedikleri mollalardan dosya halinde 172 maddelik anayasa çalışmasının onların eline takdim edilmesiyle şaşırdılar.”
“Anayasa çalışması hazırlanırken, Kur’an-ı Kerim ölçüsünde bir Müslümanın olması gereken kanunları nasıl olmalı, İslami usullerde nelere dikkat edilme bunlar ele alınarak yapıldı. Yoksa demokrasi diyerekten yola çıkılmadı.”
“Örnek Genç, hayat dersi konferanslarıyla, Türkiye Hatibini Seçiyor gibi yarışmalarıyla, merasimler ve medrese açılımlarıyla yani İsmailağa cemaatimizin ilk defa bizden görerek, bunlar yapıyorsa bizde yapabiliriz, bunlar açıyorsa bizde açabiliriz, açmalıyız diye mecburen çalışmak zorunda kaldıkları nice çalışmaların öncülüğünü yaptık Elhamdülillah”
TÜRKİYE VE DÜNYA’YA İZ TEŞKİL EDECEK ÇALIŞMALAR YAPILDI
“Fatih Medreseleri tüm dünyada ve Türkiye de çalışmalarıyla İsmailağa cemaati olarak gündeme uzaktan umarsızca bakan bir cemaat olmaktan çıktı, gündemi yakalayan gündemi takip eden hatta gündemi peşinden kovalatıp Türkiye’ye ve dünyaya iz teşkil edecek çalışmaların imzasını attı.”
“Ama bunu yaparken nice öldürücü fırtınaları, nice sarp kayalıkları aşarak bu sıralara geldi.”
HOCAMIZ BİZİ HEP FRENLEDİ
“Fatih Medreselerine 13 seneden beri çok ifadeler kullandılar. Buna rağmen Hocamız başımızda bizi hep frenledi, kendine laf atıldığı gibi yıldırımları şimşekleri kendi üzerine çektiği gibi, bizlere aman arkadaşlar aman Efendi Hazretleri üzülmesin, cemaat bölünmesin diyerek hep bizi böyle tabiri caizse süspanse etti.”
“Ama şimdi gelinen noktada biz sustukça birileri bizim susuşumuzu zannetti ki “bak bunlar bizim dediğimiz gibi, biz haklıyız veya bunlar suçlular gibi korkuyorlar” Bunlar bizim susmamızdan güç kuvvet kazandılar.”
KUR’AN ÖĞRENMEYE GELENİ ENGELLİYORSUN
“Kursumuzda bir hocamız sokaktan, kahveden esrarcı çocukları aldı bunlara akşam derslerin de Kur’an öğretiyor. Çocuklar camiye gelmenin Kur’an-ı Kerim öğrenmenin hevesiyle bir heyecan içindeler ama bunları hemen tespit ediyorlar “sen nereye gidiyorsun, oraya mı gidiyorsun aman aman onlardan uzak dur”
Ya mübarek adam sen bu adama ne zaman el attın ya. Sokakta bu adamlar milletin yolunu kesiyordu, bu adam tinerci, balici, esrarcıydı namaz niyaz Kur’an bilmezdi, bu adamı bir tane hoca tutmuş Kur’an öğretiyor ve bir heyecanları bir şevkleri var ama bunlar “aman seni o camiye götüren adam var ya o adam onlardan uzak dur sana zarar verirler” dediler.”
DÖRT BÜYÜK KULÜP BAŞKANINDAN BİRİ GELİYOR…
“Hocalarımızdan biri Türkiye’nin 4 büyük kulüplerinden birinin kulüp başkanını tanıyor araları muhabbetleri iyi gidiyor, adamda diyor ki hocam Efendi Hazretlerine gidelim de bir dua alalım, hocamızda kıramıyor gidiyorlar Çavuşbaşı’na. Sohbet muhabbet derken orada hizmetteki yakın adamlar en son adamı markaja alıyorlar, odaya peş peşe hocalar giriyor 15 dakika o, 15 beş dakika bu, sonra adam bizi bırakıyor. Ya sen bu adamı sokakta görsen selam vermezdin, el atmazdın hiç işin olmazdı, adam ilk defa Efendi Hazretlerimizin hatırından dolayı hoca diye kapına geldi ve adama yaptığın ilk Emri Bil Maruf bu. “Seni getiren adam var ya ondan uzak dur” işte adamların Emri Bil Maruf anlayışı bu”
İNSANIN SUSMASI İÇİN SABIR TAŞI OLMASI LAZIM
“İnsanın bu çalışmaları görüp te susması, sabır taşı olsa çatlardı biz susamazdık Hocamız susturdu. Ama bundan sonra bu işleri yapanlara da söyleyeceğimiz en güzel ve en basit şey şu; “Mahmut Eren ve sanayi mahallesindeki hocalarını Allaha havale ediyoruz”
SALDIRI DEĞİL SAVUNMA HAKKIMIZI KULLANMA
“Bizim yaptıklarımız saldırı mıdır değil, bu savunma hakkımızı cevap hakkımızı kullanmaktır. Bu zamana kadar sustuk asılda cevabı fazlasıyla hak ettiler, bizim kurslarımız uçak benziniyle yakıldı, bizim arkadaşlarımız kazma saplarıyla dövüldü, Masum hocamız ölümüne varıncaya kadar tehdit edildi, ama biz hep sustuk sustuk artık müsaade etsinler de cevap verelim”
BİZ HER TÜRLÜ SAYGIYI GÖSTERDİK, AMA…
“Uzaktan dağ büyük gözükür ama yanına gittiğin zaman dağ falan değildir, şunu açık söylemeliyim ki ben iki tane büyük dağ gördüm uzaktan da büyük dağ, yanına gittiğin zamanda büyük dağ. Bize dediler ki 5 tane hoca var onlar Efendi hazretlerimizin 5 parmağı gibi, sağ kolu Efendi hazretleri demiş ki “Benim elimi öpmeyin onların elini öpün, benim ayakkabımı çevirmeyin hocalarınızın ayakkabılarını çevirin” tamam güzel ama biz Efendiye ne kadar sevgimiz varsa onlara yönlendirdik, ama onlar hep Efendiyle aramızda perde oldular. Biraz yakından tanıdığımız zaman en kelli felli adamların bile cübbelerinin altında nice eteklikler nice korkaklıklar gördük, ama yakınına da gelsen dağ uzaktan da dağ, iki dağ biri Efendi Hazretlerimiz, diğeri Masum Hocamızdı. Mevlam onlardan razı olsun başımızdan eksik eylemesin.”
HAK EDENE HAKKINI VERMEK LAZIM
“Artık bir takım ifadelerin hakkını vermek lazım “Hak edene hakkını vereceğiz” Mevla hepinizden razı olsun.”
“Biz bu çalışmaları yaparken o kelli felli, Efendi Hazretlerimizin tabiriyle kafalarına o koskocaman tepsi kadar sarık, bir bağ sakal bırakıp cübbeyi de kocaman geçiren adamlar, biz bu çalışmaları yaparken ne yaptılar biliyor musunuz, bizi hep karaladılar bize hep iftira attılar.”
EFENDİ HAZRETLERİMİZİ ÜZECEK HİÇ BİR ŞEY YAPMADIK
“Bunlar 13 seneden beri bizi masaya yatırdılar, her türlü tahlili yaptılar. Şu da bir gerçek ki eğer bu tahlillerin ardında Fatih Medreselerinde, Hocamızda ve bizde, Efendi Hazretlerimizi üzecek yüzünün gülmesine engel olacak ufacık bir hareket bulsalardı” gördünüz mü Fatih Medreseleri ne yaptı, bu kapıya yakışmıyor” diyerek bunlar def ellerinde davul zurnalar eşliğinde bir bayramda, bir de düğünde söylemezlerdi.”
“Minarelerden, kürsülerden, internetlerden ve kameraların karşısında bize saldırdılar, ama biz hep sustuk susuşumuz korkumuzdan veya suçluluğumuzdan değildi, sadece Efendi Hazretlerimizi düşündüğümüzden, bir yangın var, bir ateş var, biz bir damla daha benzin dökmeyelim ateşe diye sustuk ama artık en son sabredebilmemiz için bize bir fırsat bırakılmıyor”
DUYGULARIMA HAKİM OLAMADIĞIM OLAY
“Ben bunu her yerde anlatıyorum anlatıcam ve her anlatışımda da duygularıma hakim olamıyorum, kalleşliğin bu kadarı anca bunlara yakışır ve biz bunlara cevap verebilmemiz için anca onların yaptığını yapmakla cevap verebiliriz. Sözlü yine cevap veremeyiz yani onlara cevap verebilmemiz için en az onlar kadar olmak lazım, dibe vurmak lazım”
“Bizim Kâğıthane kız kursumuzda hafızlık yapan bir tane talebemiz var aynı zamanda imam Hatibe gidiyor, bizden önce başka medreselerde okumuş kurslardan, hafızlıktan soğumuş babası “hakkım haram olsun onlara çocuğumu kurslardan medreselerden soğuttu” diyor,
Hem de okula gittiği halde hafızlığının en zoru olan 7-8 ayda ilk 7 dönüşü bitirecek, bu süper bir başarı. Çocuk son derece razı, annesi kursundan razı hocaları çocuktan ve eğitiminden razı hiç bir problem yok. Ama Kâğıthane de ki malum şahıslar camiaya, Efendiye hizmet anlayışı olarak çocuğun babasını buluyorlar ve adamı markaja alıyorlar “abi bunlar ihvan filan değil sen ne yaptın oraya mı gönderdin kızını, aman aman sakın ha, al oradan biz sana dua edeceğiz, bir kurs bulacağız”
Sonra adam hanımına kızı al o kurstan diyor, kadın adama ne dediyse dinletemiyor. Kadında kız kursumuza gelerek durumu anlatıyor, kız kursumuzda biz bu kadar emek verdik bu kadar seviyeye getirdik biz buna razı gelemeyiz. Sen bir git düşün diyorlar, sonra kadın ellerinde hediyelerle kursa geliyor kadın ağlıyor, kız ağlıyor ve kızı kurstan alıyorlar. Bunlar kızı İstanbul’un en pis imam hatibine teslim ediyorlar, ama kursta kalsaydı bu çocuk hafız olacaktı.”
Mevla Teala secde suresinin son sayfasında buyuruyor; “Allah’ın ayetlerinin okunmasına engel olandan daha zalim kim vardır”