Bizlere miras bırakılan en önemli şeylerden birisi de hiç kuşkusuz üzerinde hayat sürdüğümüz bu cennet vatandır. Şükürler olsun ki mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşıyor, ibadetlerimizi yapabiliyoruz. Bu gerçekten çok büyük bir nimet! Yeryüzünde zulüm gören Müslüman kardeşlerimizi gördükçe bu nimetin ne kadar büyük olduğunu çok daha iyi anlıyoruz. O nedenle bizleri emin bir vatanda muhafaza ettiği için Rabbimize ne kadar teşekkür etsek azdır.
İslam sancağının yüzyıllardır dalgalandığı bu güzel vatan kolay elde edilmedi. Nice canlar bu uğurda şehit olurken, niceleri de gazi oldular. Yani bu vatan ecdadımızın akıttığı kan ve gözyaşları ile sulandığı için Güvenle adım attığımız bu topraklar, Kısacası içinde huzurla yaşadığımız bu vatan bizlere kolay bir şekilde intikal etmedi.
Vatan kolay elde edilmiyor. O yüzden de değerini iyi bilip, sahip çıkmalıyız. Çok değil yakın geçmişte, Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde, ülke topraklarının birer birer elden çıktığını unutmayalım. Küffar topluluğunun içeriden ve dışarıdan uzun yıllar sürdürdüğü hain planlar neticesinde geniş Osmanlı toprakları giderek küçülmeye başladı. Bir zamanlar ezanların okunduğu geniş İslam beldeleri, yavaş yavaş elden çıkarken, o koca Osmanlı toprağı, küçüle küçüle şimdiki bu hale geldi. Ancak sakın rehavete kapılmayalım. Çünkü kâfirin durmaya niyeti yok! Fare gibi kemire kemire küçülttükleri Osmanlı topraklarının bu son lokmasını da mideye indirmeden durmayacaklar. Rabbim gözü doymaz bu kâfir topluluğuna fırsat vermesin!
Kafirin gözü sürekli üzerimizdeyken bizler rehavete kapılamayız. Tarih sahnesine baktığımızda en muhkem ve geçilemez denilen kalelerin içeriden fethedildiğini görürüz. Bu bize birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Eğer bizler içimizde hakiki birliği sağlayamazsak ya da sürekli fitneyi taze tutarak ayrılık isteyenlerin oyunlarına gelirsek, işimiz gerçekten çok zor olacaktır. Ülkemizde bizdenmiş gibi gözüküp münafıklık yapan ve aleni şekilde küfrünü kusan insanlar durmadan çalışırken, bizler aramızda kavgaya tutuşursak, elimizde olanı kaybederiz. Böylece hem kendimize hem de geleceğimiz olan nesillerimize büyük zulüm etmiş oluruz.
Tarih boyunca Müslümanların başına gelen felaketlerin çoğu iç çekişmeler yüzünden meydana gelmiştir. Elde ettiğimiz başarılar ise birlik ve beraberlik sayesinde olmuştur. O nedenle bugün şuurunda olmamız gereken en önemli konu; milletçe birlik ve beraberliğimizin korunmasıdır. Karşılaştığımız güçlükleri ancak bu şekilde aşabiliriz. Ayrıca bu şuura sahip olduğumuz müddetçe Allah’ın (c.c.) yardımı da bizimle olacaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Allah’ın yardımı topluluk üzerinedir.” buyurarak bu gerçeği ifade etmiştir.
Vatan sevgisinin imadan olduğu gerçeğinden hareketle son olarak şu ifadelerle yazımızı noktalayalım. Küffar topluluğu, her daim ensemizde bekliyor. Sendelediğimizi gördükleri an atağa geçecekler. O yüzden gelin ayrılıkları bırakıp, Müslümana yakışan kardeşliğimizi yeniden tesis edip, birlik olalım. Eğer bunu başarırsak, içimizde ne kadar hain olursa olsun fark etmez. Çünkü Allah’ımız (c.c.) bu birlikteliğin hürmetine vatanımızı muhafaza edecek ve bizleri yıkılmadan ayakta tutacaktır.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu